Vapur Neşesi

En son ne zaman bir görüntülü konuşmada uyuyakaldım?

Günlüğümü okuyan birini en son ne zaman gözyaşlarımla izledim?

Ellerimi köpürtürken en son ne zaman baloncuklar çıkarttım?

Başım ağırlık yapıyor mu? diye sormadan en son ne zaman yaslandım bir göğüse?

Sırtımı keseler misin sorusunun alaturkalığının hazzı gibi,

Unuttum bazı şeyleri.

Unuttuğumu da ancak hatırladığımda biliyorum.

O yüzden şimdi hatırlıyorum bazı şeyleri.

Bir gün'e küslüğünü bir vapur seferinin barıştırabileceğini.

Kendine koyduğun kuralları bizzat kendin kırabileceğini.

Yaralanmayı hatırlıyorum ve iyileşmeyi.

Bir sokağın bir şehre bedel olduğunu hatırlıyorum.

Birikimlerin biriktiği gibi kaybolabileceğini de.


Unutmak sözcüğünün varoluştaki yeri yalnızca unuttuğunuz şeyi hatırladığınız o ilk anda gizlidir.

Çünkü zaten unutulduğu o süreçte sizin varlığınızda bir yeri yoktur.

Bu tıpkı Hiçliğin hiçbir zaman var olamayacağı konusu gibi işler.

Çünkü hiçlik ideası bir zihne düştüğü ve o fikre gebe kalındığı ilk anda artık çoktan varolduğundan;

Hiçliğin gerçekliğini ortadan kaldırmıştır.


O'nlara sordum,

Araba sinyal verdiğinde o sesi tekrar etmeyi hatırlıyor biri

Polis sireninden eğilerek saklanmayı.

Bilmediği bir dili utanmadan uydurmayı hatırlıyor biri.

Ya da araba yıkamaktan gerçekten keyif alınabileceğini.

Okuma yazma bilmiyorken dahi kitap okunabileceğini hatırlıyor biri,

İlk cenazesinde ezberlediği ilk duayı hatırlıyor biri.

Keza bir başkası ezberlediği ilk dörtlüğün bütün ezberlenme sürecini de.

İlk sigarasını hatırlıyor biri

Sonra da hazların zamanla nasıl değiştiğini.


Vapur neşesi başlığı altında ne varsa hatırlanacak, sorun birbirinize.

Ellerini köpürtmeye ikna edemezseniz birini de gidin siz suratına baloncuklar üfleyin.

Hatırlayın.

Ve unutun.









Yorumlar

Popüler Yayınlar