Dharma
Gür akmayan sulardan
Ebediyete değin içtim.
El değmez yasaklardan
En çok seni seçtim.
Bu arşım, bu merdivenim.
İtinayla sorun, yine nerelerdeyim.
Dharma kanununda,
Darmaduman.
Fani gözüm' isterim hep 'o an'.
İrkilirken dahi, gözü bir ışık bulan
Konuşacaksa kanunsuz kılan
Kını kılıçla bir ayıran
Yalnız benim
Yalnız benim
Hücrem dahi bildi benim henüz bilmediğimi.
Gönül gözüm gördü benim ne'yi görmediğimi.
Bilhakis şimdi, sağım da başka solum da başka.
Çünkü aklım gidiyor aşka.
Hicivlerim odalarımdan taşmış.
Duvarlara yazıyorum duvarlara çiziyorum.
Tenimi bile karaladığım oluyor.
Bazen yeminlerle bazen vedalarla.
Hatta bazen
Makyaj yapacak yer bulamıyorum karalandığımdan.
Sonra;
Bir beyitime saatlerce bakıyorum.
Sanki biraz daha baksam orada olacak gibi,
Sanki biraz daha baksam o burada olacak gibi.
Sayısız kez dans ettim yıldızların altında
Ki atalarımca alkışlanayım.
Yalnız' gülen denizlerde gezdim atımla
Ki doğru düzgün yelken açayım.
Kalflarımı sıkılaştırdım.
Bulutlara çıkan merdiven basamaklarına
Parmak ucunda basabileyim diye.
Bulutlara ''Yip yip!'' diyebilmekti tüm amacım.
Birinden isteyebileyim diye:
Götürün beni.
Ben de gideyim.
Gökyüzüne bir bulut daha ekleyin gittiğimde,
Yahut her bir yeni yaşa girdiğimde.
Bir bulut daha ekleyin ki
Geldiğim gibi gideyim.
Kirlenmeden.
Ya...? diye düşünmeden gideyim.
Götür beni ki Hayat!
Gideyim, her nereye gideceksem.
Sonra sana sözüm olsun
Eyerlerini sıkı sıkı saracağım.
Sen ivmeni arttırsan,
Daha sıkı tutacağım.
Götür ya beni.
Hem belki gittiğimde
Adına şiirler yazarım.
Hem belki gittiğimde
Aradığımı bulurum, kim bilir?
Dharma kanununda
Darmaduman
Aklımda düşlerim
Hep o an'
Derdine kendi derman
Yalnız benim.
Yalnız benim.

Yorumlar
Yorum Gönder