Minder
Yetişkinliğe geçerken geride bırakmadığımız bir şey buldum.
Bir evin içinde bir ev daha inşa etmek.
Minderlerden kaleler yapan çocukların şimdilerde,
Zihin saraylarına duvarlar örüyor olduğunu buldum.
Bedenlerine sığamıyorlar çünkü.
Çocukken evlerine sığmadıklarından örüyorlardı demiyorum o minderden kaleleri.
Ama şimdi içerileri içerilerine sığmadığından, kesin.
Mesela ben;
Kendi derime fazla geldim diye,
Parsel parsel arazi aldım.
Yine içimde evet,
İlmek ilmek duvarlar ördüm.
Belki yalnız bir şeyler taşmasın diye.
Belki yalnız bir evin içinde bir başka ev inşa etmeye alıştığımdan.
Duvarlarımı bazen ben kendim ördüm.
Bazen hızla viraj aldığımda, toslayarak öğrendim kendiliğinden oluşanların yerini.
Bazı duvarlarımı yıkmayı denedim.
Bazılarını yıktım ama başka şeyler de devirdim.
Kirlenen duvarları silmeyi denedim.
Özümdeki izlerde sevmediğim ne varsa yıkamayı.
Lekeli yerlerde çok gezdim, delirdim.
Umduğumun ışığı benden de geçsin diye kaç yerimden delindim.
216 yaşındayım.
Soylu bir aileden gelen bir büyücüyüm.
Çok hastayı şifalandırdım.
Çok savaş kazandım.
Çok kayıp verdim.
Yıllardır kalemde tek başıma yaşıyorum.
Ama şaraplarım yıllanmıyor yalnız saçlarım.
Türlü büyüler öğrendim hayatım boyunca atıldığım maceralarda.
Kapağını aralaması dahi yasaklı kitapları hatmettim.
Kendimden çok şey kaybettim.
İçimdeki ışığın rengini seçemediğim günlerim oldu.
Ya da aynadaki aynımın saldırısına uğradığım.
Birbiriyle çok benzer günlerim oldu,
Bağlantıyı kuramadığım.
Yorumlar
Yorum Gönder