Benim Adım
İnsanın isminin; bir cumartesi pazarından dönerken,
poşetlerin parmaklara yük olduğu gibi yük olabildiğini fark etmiştim. Bazı
şeylerin anlamlarını hızla yitirdiğini ya da o anlamların hızla değiştiğini de
yine aynı dönemde. Kim olduğumla olan derdimin chapterlarından birinde de
şaşırılmayacaktır ki ismimi fark ettim. Bence ismim kuş diliyle yazılmış
mesela.
Ege ismi, sadece bir coğrafya değil, aynı zamanda derin bir
denizin kendisi, ruhumuzu saran bir çağrıdır. Ege, dalgaların kıyıya vuruşunda,
güneşin su yüzeyinde parıldayan ışıklarında, rüzgarın fısıldadığı sırlarla dalgalanan
bir hikayedir. İçinde barındırdığı anlam, insanın kalbine dokunan bir melodi
gibi çalarken, her harfi bir hikaye anlatır. Yalnız üç harfli olsa da. Ege,
sıcak yaz akşamlarında, masmavi gökyüzünün altında kaybolmuş bir hayalin
adıdır. Sevdiğini beklerken ki sabrın adı. Bu isim, denizin enginliğinde
kaybolmayı, hayatın derinliklerinde keşfe çıkmayı temsil eder. Ege*, oğlunu
beklerken dalgaları seyrettiğinden beridir sanırım; bu ismi taşıyanlar hep
ufukta bir şeyleri bekliyorlar. Bir Ege ismi taşıyanın hayatı, dalgaların
ritmiyle şekillenir. Zaman zaman hırçın, zaman zaman sakin; ama her zaman derin.
Ege, anıların sularda yankılanan sesidir. Ege, aynı zamanda dostluğun, aşkın ve
umutların yeşerdiği bir toprak parçasını da anlatıyor. Sevgililerin, dostların
birlikte geçirdiği o unutulmaz yaz akşamları, birer anı olarak kalplerde yer ettikçe,
her bir anı, Ege’nin büyüsüyle daha da özel hale geliyor.
Bana birçok şekilde seslenildi ya da yalnız ben bile kendime
bir çok sıfat atadım.
Ama işin özünde;
Ben aslında sadece bir konuşmacıydım:
E: ''Sahiden böyle mi düşünüyorum?''
e: ‘’Ben buyum!’’ arasında gidip geldim.
Keşke hep küçük ‘e’ olabilsem o konuşmalarımda.
Gördüm ki:
Karşılıklı bir konuşma metninde, bizzat söze gireceksem; iki
noktanın ardına, hangi harfi koyacağımı hep şaşırdım ömrümde.
Aşığın A’sı
A: ‘’Benim için bir önemi yok.’’ mu diyecekti?
Bencilin B’si ya da daha törpülenmiş bir versiyonuyla b’si mi dökecekti içindekileri.
Büyük A oldum.
Utanmadım, yumuşak g bile oldum.
Hatta.
Kendim için çok uzun bir süre yalnız
-ğ:
idim.
Hayattan bahsederken ''Yeni bir sayfa açmak.'' diye çok
geçiririz.
O halde hayatı dijital algılamaktansa; kağıda yazılmış
bir yazı olarak görmek daha doğrudur.
Bu doğrultuda kim olduğumuzda yaptığımız değişiklikler de yine kağıt üstünde oluyor.
Hal böyle olunca;
Ben iki noktanın ardındaki harfi silip yeniden yaza yaza
Okunamaz kıldım aslında.
Üst üste onlarca versiyonum.
Silinmiş, karalanmış ve yeniden yazılmış.
Şimdilerde okuyamasam dahi biliyorum ben Ege'yim.
E: ''Hep, ege olmayı düşlüyorum.''
e: ''Düşlediğin her şey gerçek olabilir!''
İsmi kendine yük olmuş herhangi biri,
Kendi, kendine yük olmuş,
Kendi, kendinden sıkılmış herhangi biri.
Kuş dilinin yazımında tek harfin yettiği.
Günümüz Türkçesinde 3 harfli, iki heceli, palindromik.
Duyulduğunda sıfırın üstünde sayılabilecek önyargılar uyandıran,
İnsanı bizzat kendine dava açtırmayacak bu isim;
Bana çok yük oldu.
Ama onu taşıyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder