Kurallar

Korsan sitelerde dizi seyrediyorken reklam butonlarının geri sayımlarını hep beklemişim. Bunu da ancak müdavimi olduğum sitenin 5 saniye süren geri sayımında ''Reklamı Geç'' butonuna yanlışlıkla bastığımda ve reklamı geçtiğimde fark edebildim. Ve işte oradaydı. 23 yaşında, aynı siteden dizi izlemeye devam ettiğim sürece; izlediğim her bölüm için, ardı ardına üç reklamdan 15 saniye kazandırmıştım ömrüme. 23 yaşında milyoner olmadım. Hatta maaşımdan artanlarla birikim de yapamıyorum çünkü param terapi masraflarıma gidiyor. Ama yanlışlıkla bastığım bir butonla kazandıklarıma gülümseyebiliyor, ondan bahsedebiliyorum.

Bu yaşadığım; izlediğim diziden mi yoksa benden mi bilmem ama 15 kere x sevincinden sonra hemen ''Kurallar''a götürdü zihnimi. Klişedir, hatta öğrenilmiş çaresizliğe.

Öğrenilmiş çaresizlik nedir ?

Öğrenilmiş çaresizlik, bir insanın yaşamındaki deneyimlerin yarattığı görünmez zincirlerdir; sanki bir bahçede büyüyen çiçek, etrafındaki yüksek duvarlar yüzünden güneşi göremiyor da bir gün açılmayı denemekten vazgeçiyormuş gibi, sürekli rüzgârla savrulan bir yaprak gibi, hangi yöne gideceğine karar veremediği için sabit kalmayı seçiyor ve süzülmeden yere bırakıyor kendini. 

Geçmişte yaşadığı hayal kırıklıkları, insanda derin bir kuyuya düşmüş bir kuşun sesi gibi yankılanıyor; uçmak istediğinde, kafesinin kapısı açık olsa bile, korku onu geri çekiyor. İçinde büyüttüğü umutsuzluk, sonsuz, gökyüzünde. O, kaybolmuş yıldızlar gibi. Oysa yıldızlar başlarını kaldıranlar için oradalar. Bakılmayı, görülmeyi bekleyerek parlıyorlar. Kafesin kapısı da ardına kadar açık.


Kendi düşüncelerinin ve inançlarının başkaları tarafından değer görmeyeceğini düşünerek paylaşmaktan kaçınmak öğrenilmiş çaresizliktir.

Yaşamın anlamını sorgulamak yerine mevcut düzeni sorgusuz sualsiz kabul etmek öğrenilmiş çaresizliktir.

Kendi varoluşunun ve potansiyelinin sınırlarını başkalarının yargılarına göre belirlemek öğrenilmiş çaresizliktir.

Değişimin imkansız olduğunu düşünüp statüko*yu kabul etmek öğrenilmiş çaresizliktir.

Bireysel özgürlüğünü ve özsaygısını başkalarının onayına bağlı görmek öğrenilmiş çaresizliktir.

İçsel mutluluğu ve tatmini dışsal başarılarla ilişkilendirip, bu başarılar olmadan mutlu olamayacağını düşünmek öğrenilmiş çaresizliktir.

Toplumsal normların ve geleneklerin dışında düşünmeye cesaret edememek öğrenilmiş çaresizliktir.

Kendi etik ve ahlaki değerlerini savunmak yerine, çoğunluğun görüşüne boyun eğmek öğrenilmiş çaresizliktir.

Hayatın kontrolünün tamamen dışsal faktörlerde olduğunu düşünerek, kişisel sorumluluğu ve gücü reddetmek öğrenilmiş çaresizliktir.

Felsefi ve spiritüel anlamda kendi yolunu aramak yerine, başkalarının öğretilerini sorgusuz kabul etmek öğrenilmiş çaresizliktir.

Kendi benliğini tanımlamada yalnızca başkalarının gözünden kendini görmek öğrenilmiş çaresizliktir.

Özgür iradenin varlığına inanmayarak, tüm eylemlerinin kader tarafından belirlendiğini düşünmek öğrenilmiş çaresizliktir.

Varoluşsal korkularla yüzleşmektense, bunları bastırmak için gündelik uğraşlara sığınmak öğrenilmiş çaresizliktir.

Kendi düşüncelerini ve inançlarını sürekli olarak başkalarının doğrularıyla karşılaştırarak değerini düşürmek öğrenilmiş çaresizliktir.

Toplumsal roller ve etiketler altında ezilerek, özbenliğini kaybetmek öğrenilmiş çaresizliktir.

Bireysel özgürlüğün ve yaratıcılığın toplumsal yapı tarafından kısıtlandığına inanıp, bu yapıların dışına çıkmayı denememek öğrenilmiş çaresizliktir.

Kendini sürekli olarak geçmişteki hatalarla tanımlayarak, gelecekteki potansiyelini görmezden gelmek öğrenilmiş çaresizliktir.

Kendi hayat amacını ve tutkusunu keşfetmeye çalışmadan, başkalarının beklentilerini yerine getirmeye odaklanmak öğrenilmiş çaresizliktir.

Bilginin ve bilincin sürekli evrildiğini kabul etmek yerine, statik bilgiye ve dogmalara saplanıp kalmak öğrenilmiş çaresizliktir.

Korkularını ve kaygılarını yüzleşerek çözmek yerine, kaçınma davranışları sergilemek öğrenilmiş çaresizliktir.

Hayatın belirsizliğini ve karmaşıklığını kabul etmek yerine, mutlak doğrular ve kesinlikler aramak öğrenilmiş çaresizliktir.

Gerçek mutluluğun ve tatminin anlık hazlarla elde edileceğini düşünerek, derin ve kalıcı anlam arayışından vazgeçmek öğrenilmiş çaresizliktir.

Kendi öznel deneyimlerini ve duygularını küçümseyerek, yalnızca nesnel gerçekliklere değer vermek öğrenilmiş çaresizliktir.

Hayatın sürekli bir mücadele ve acı olduğu inancına saplanarak, potansiyel mutluluk ve anlamı göz ardı etmek öğrenilmiş çaresizliktir.

İçsel özgürlüğün ve bağımsızlığın gerçek bir değer olduğunu kabul etmek yerine, dışsal onay ve kabul aramak öğrenilmiş çaresizliktir.

Kimliğini açıkça ifade ettiğinde dışlanacağını düşünerek saklamak öğrenilmiş çaresizliktir.

Cinsiyet kimliğinin veya cinsel yöneliminin toplum tarafından kabul edilmeyeceğini düşünerek kendini bastırmak öğrenilmiş çaresizliktir.

Kuir olduğunu ifade ettiğinde iş yerinde ayrımcılığa uğrayacağını düşünerek kimliğini gizlemek öğrenilmiş çaresizliktir.

Kendine güvenini kaybetmiş bir şekilde romantik ilişkilerden kaçınmak öğrenilmiş çaresizliktir.

Kuir kimliğini ifade ettiğinde fiziksel veya psikolojik şiddete maruz kalacağını düşünerek çekingen olmak öğrenilmiş çaresizliktir.

Toplumun normlarına uymadığı için kendini değersiz veya yetersiz hissetmek öğrenilmiş çaresizliktir.

Kuir kimliğinin toplumun bir parçası olamayacağına inanarak yalnızlaşmak öğrenilmiş çaresizliktir.

Toplumsal baskılar nedeniyle terapi veya destek gruplarına gitmekten kaçınmak öğrenilmiş çaresizliktir.


Unutmamak gerekir ki bir reklamı geç butonuna basmamak kadar yazmak istenilen bir yazıyı yazmamak da öğrenilmiş çaresizliktir. Nice insan; büyük sanatçılar, büyük fikir alimleri olabileceklerken yalnız susup kalmıştır.


Kurallar diyor ki

Duyma çığlıkları 

Kendi kelimelerinde hapsol

Kurallar diyor ki

Sessiz kal

Özgür düşüncelerini zincire sar.

Kurallar diyor ki 

Yavaş yürü

Fark etmez bir sınırdan taşarsın

Kurallar diyor ki

Zıtta inkılap etme 

Sonra haddini aşarsın.

Kurallar diyor ki

Düşsel dalgalanmalarında sükunetine var.

Ama bilmiyor

Orada araştırılacak koca bir benliğim var.

Kurallar diyor ki 

Hep başa sar

Belki normlar içinde saklıdır yarın 

Ancak yine bilmiyor 

Ben orada kalırdım yarım

Kurallar diyor ki

Dalgaların getirdiği bilinmeze aldırma

Ben diyorum ki

Beni daha derin denizlere daldırma

Kurallar diyor ki, yaşa,

Ama hep sınırların içinde.

Hayallerini küçült, 

Olabilecek en özgür biçimde.

Cevap veriyorum kurallara

Duy, ne söylendiyse içinde

Haykır alabildiğine

İncitmeyecek biçimde

Koş, ne mutlu

Fark etmez de

Bir sınırdan taşarsın

İnkılap et zıttına

Belki gözlerini açarsın.

Bırak düşünceleri, aksın 

Belki sonra yeniden

Başa sarmazsın.

Bilinmeyen ne varsa sorgula.

Çünkü o gün 

Hayallerinden 

Dışarıya 

Taşarsın.









Yorumlar

Popüler Yayınlar