N'aptın?
Yapası gelmek ve gerçekten yapmaya koyulmak bende en gözlemlenebilir şekilde yazma üzerine gerçekleşiyor. Yani yazası gelmek ve gerçekten yazmaya oturmak.
Bir gün bile bile ertelediğim konulardan birine yine ve yeniden rastladım. Bu seferki rastlayışım yalnız kendi an'ıyla değil bütün karşılaşmalarımızla bir olup geldi.
''Evet ya!''dedim. ''Ben bunu defalara kez erteledim.'' ve kalktım. Yazdım yazasım geleni. Yıkamam gereken çamaşırları da yıkadım.
Baktım
''Şimdi çok daha iyiyim.'' dedim.
Sonra kaşlarım hareketlendiler
''Ben başka neleri erteliyordum?'' diye sordum içimde.
Araştırdım bir dedektif edasıyla.
Yazdım bir katip gibi bulgularımı.
İyiye gittim.
Bazen yoruldum
Başka neleri erteliyordum değil
''Nasıl kendimi dinlendirebilirim?'' dedim.
İyiye gittim.
Yazım ve yayın hayatım vücudumu ele geçirip benim kendi parmaklarımla bana kendisini yazdıran o parazit yayınlar ve planlanıp ertelenebilen ancak bahsetmeyi de çok istediğim o yayınlar arasında gitti geldi.
''Planlamak ertelemenin süslü halidir.'' dedim bir gün.
Kendi sözüme hayranlık besledim.
Çünkü kendimi suçüstü yakalamıştım.
Evet o sözü söylediğim ilk günden beri ertelemek çok zorlaştı ve zaman zaman yoruldum.
Ama dinlenmek hiçbir zaman zorlaşmadı.
Yazdım
Çizdim
İyiye gittim.
Madem sordun.
...''O bana ne merhaba ne n'aber derdi. O hep n'aptın diyordu.''...
Yorumlar
Yorum Gönder